Heybeliada’da baz istasyonunu Adalılar kapattırdı

Heybeliada’da bir GSM firması tarafından izinsiz olarak kurulmak istenen baz istasyonu, ada halkının uzun süreli direnişi sonucunda mühürlenirken iskelenin de kaçak olarak inşa edildiği ortaya çıktı.

Heybaliadalıların tepkisi Baz istasyonunu kapatılmasını sağladı.

Milliyet Gazetesi’nden Gökhan Karakaş’ın yazdığından öğrendiğimize göre Anıtlar Kurulu’na ait olan sahil arazisinde kaçak inşa edilen İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmeleri AŞ.(İDO) iskelesinin çatısına izinsiz kurulmak istenen baz istasyonu halkın büyük tepkisine yol açtı.

Heybeliada İDO iskelesi kaçak çıktı

Heybeliada Deniz Otobüsü iskelesine baz istasyonu kurmak için malzemeleriyle gelen bir GSM şirketi çalışanları, Adaturka Kafe işletmecisi Süleyman Durmuş’un durumu fark etmesi üzerine engellendi. GSM şirketi, bütün itirazlara rağmen emniyette giderek polisler eşliğinde baz istasyornu kurulmak istenen yere tekrar geldi. İskele önünde toplanan yüzlerce vatandaş baz istasyonu kurulmasını engelleyeceklerini belirtice gerginlik arttı. Baz istasyonu çalışmaları, protestoların artmasıyla Adalar Belediyesi tarafından durduruldu ve izinsiz olduğu gerekçesiyle mühürlendi.

 

 

 

Büyükada’da ambulans hastayı neden taşımadı?

 

ÖZEL HABER (HABERHAKKI.COM)

Adalar’da acil sağlık hizmetleri için son yıllarda önemli adımlar atıldı. Ancak, yine sistem tam oturmadığı için bazen insan hayatını hiçe sayan uygulamalar yaşanıyor. Son olayda, apandisti patlayan Kamil Şahin, Büyükada’dan Maltepe’ye acil deniz ambulansı ile götürülemedi.

Çünkü, Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’ne bağlı acil deniz ambulansı adada değildi. Yetkililerin açıklamasına göre, ambulans Yalova’da meydana gelen hücumbot kazasına sevkedilmişti.  Adalıların iddiasına göre ise, deniz ambulansı ‘mazotu olmadığı’  gerekçesiyle görev  yapamadı. Sonuçta;hasta 5 dakikada gidebileceği Maltepe’ye belediyenin eski ambulans teknesi Hızır Reis ile 30 dakikada götürülebildi.

Kamil Şahin Ambulans olmayınca beklemek zorunda kaldı

Kamil Şahin'e deniz ambulansı olmadığı için çok geç müdahale edildi

Tepki çeken olay şöyle gelişti:  28 Mart Çarşamba günü , Saat Meydanı’ndaki Dolce pastanesinde çalışan Kamil Şahin fenalaştı. Yakınları hemen Lalahatun’daki hastaneye götürdüler. Doktor muayene etti ve İstanbul’a sevkine karar verdi. Bu arada 112 arandı. Bu acil telefonu çevirenler,  Hudutlar’a ait kara ve deniz ambulansını çağırmış oluyor. Ama görevli doktor, 112  deniz ambulansının ‘başka bir göreve sevkedildiğini’ öğrendi. Yalova-Adalar arasında çarpışan hücumbotlara yardım için hızlı deniz ambulansı adadan ayrılmıştı.  Bunun üzerine belediye kara ambulansı arandı.

Hasta iskeleye getirildi. Bu arada, Hudutlar Sağlık biriminin belediye yanındaki ofisine giden adalılar, “Ambulans niye çalışmıyor, hastamız hayatını kaybedebilir” diye dert yandı.

Bu çabalar da sonuç vermeyince, belediyenin elindeki iki ambulans tekneden biri olan Hızır Reis devreye girdi. Çünkü daha hızlı giden Horoz Reis arızalıydı. Kamil Şahin ve yakınları Hızır Reis’le 30 dakikada Maltepe’ye götürülüdü. (Hudutlar’ın ambulans teknesi 5 dakikada bu yolu alıyor olacaktı)

Maltepe sahilinde 112 ambulansı Kamil Şahin’i alarak hastaneye yetiştirdi.  Kamil Şahin’in tedavisi yapıldı. Bu konularda duyarlılığı ile bilinen Adalar Kaymakamı Ahmet Arabacı, konu hakkında bilgilendirildi.  Kaymakamlık, bu olayla ilgili gerekli inceleme ve araştırmayı başlattı.

SİTEDE BÖYLE TANITILIYOR

Adalar Belediyesinin resmi internet sitesinde, Sağlık Bakanlığı’nın tahsis etitği ambulans tekne ile ilgili şu bilgiler veriliyor.

Kamil Şahin Hızır Reis'le götürüldü

7 gün 24 saat hizmet

Adalar Belediyesi’nin İl Sağlık Müdürlüğü’yle yaptığı

protokol çerçevesinde, Musevi Cemaaati’nin katkılarıyla

Belediye Hizmet Binası bitişiğinde yaptırılan Adalar 1 No’lu

Acil Yardım İstasyonu 7 gün 24 saat hizmet veriyor.

Tam donanımlı deniz ambulansı

Adalar Belediyesi ile Hudut ve Sahiller Sağlık Genel

Müdürlüğü arasında yapılan işbirliği protokolü ile 112

Acil Yardım kapsamında Adalar’da tam donanımlı deniz

ambulansı 07.06.2011 tarihinde hizmete başladı.

Havada, karada, denizde

Hangi adada olursanız olun, 112 Acil’i aradığınızda, kara

ambulansı ile alınarak yapılacak ilk müdahalenin ardından

Sağlık 12 Ambulans Teknesiyle, Adalar Belediyesi’ne ait

Horoz Reis Teknesiyle ya da 112 acil Helikopteriyle hastanın

acil doktoru ve acil tıp teknisyeni desteğinde tedavi

göreceği hastaneye nakli sağlanmaktadır

Heybeliada Ruhban Okulu’nda ‘yorum farkı’

 

ABD Başkanı Barack Obama Seul’de Başbakan Erdoğan ile görüşmesinden sonra “Başbakan Erdoğan’ın Ruhban Okulu’nun yeniden açılması kararını duymaktan memnunum.” sözleri özellikle Yunan basını tarafından Ruhban Okulu’nun yeniden açılacağı şeklinde yorumlanmıştı. Washington’dan yapılan açıklamada bu konuda Türkiye ile ABD arasında yorum farkı olduğu belirtildi.

ABD Başkanı Obama’nın geçtiğimiz gün Seul’deki zirvede yaptığı açıklamanın ardından Beyaz Saray’dan yazılı bir açıklama daha yapıldı. Açıklamada, “Başkan Obama, Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’de dini azınlıkların haklarının genişletilmesini taahhüdünde bulunmasını memnuniyetle karşıladı ve Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasının önemini vurguladı. Türkiye tarafından bu önemli öğretim kurumunun yeniden açılması yönünde bir kararın; Türkiye’de din özgürlüğünün genişletilmesi vaadinin yerine getirilmesi için önemli gösterge olacağına inanıyoruz.” denildi. Beyaz Saray bu konuda yorum için adresin Türk hükümeti olduğunu bildirdi.

Bağış: “Ruhban okulu zenginlik katar”

ABD Başkanı Barack Obama’nın 27 Mart’ta Nükleer Güvenlik Zirvesi için gittiği Güney Kore’nin başkenti Seul’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yaptığı görüşme sonrasında yaptığı “Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılacağı kararını duymaktan mutluyum” açıklaması büyük ses getirmiş ve bu sözler Yunan basınında geniş yer bulmuştu. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış  ise konuyla ilgili sorular üzerine, ruhban okulunun açılmasının insan hakları açısından ve Ortodoks vatandaşların din adamı ihtiyaçlarını karşılaması bakımından önemli bir konu olduğunu dile getirmiş ve şöyle devam etmişti  “Bu konu Türkiye ile ABD arasındaki bir konu olmaktan çok bizim iç mevzuatımızla ilgili bir konudur. Ben Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını Türkiye için bir tehdit olarak görmüyorum. Bu Türkiye için bir zenginlik olacaktır.

Bu konuda teşvik edici adımların eşzamanlı atılmasının da her zaman yararlı olacağına inanıyorum. Ama bu adımları atarken, her ne kadar mütekabiliyet şartına bağlı olmasa bile, Yunanistan’ın da eşzamanlı olarak atacağı iyi niyet adımlarının çok önemli olacağını vurgulamıştık.

Bu çerçevede Sayın Başbakanımıza defalarca söz verdiklerine şahit olduğumuz Yunanistan başbakanlarının, hem Sayın Papandreu’nun hem Sayın Karamanlis’in gerekli adımları atamamış olması aslında konunun nerede tıkandığını ortaya koymaktadır. Türkiye bu konuda çok önemli adımlar atmıştır. Ama AB standartlarında bir demokrasi olması gereken Yunanistan’ın artık biraz kendi sorumluluklarının bilincinde hareket etmesinin vakti gelmiştir diye düşünüyorum.”

Bugünlerde bekliyoruz

Fener Rum Patrikhanesi’nin avukatı olan Kezban Hatemi de konuya ilişkin şöyle demişti: “Başbakan açılması oldukça gecikmiş olan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması için her türlü kolaylığın gösterileceğini ve gerekli iradenin ortaya konulduğunu sıklıkla söylemişti. Garanti edilmesi demekle bu sözlerini pekiştirmiş oldu. Patrikhane’ye Ruhban Okulu’nun açılmasına ilişkin verilmiş kesin bir tarih yok ancak bugünlerde açılmasını bekliyoruz”. (Agos)

Hangi Hürriyet yazarı Adalar’da akülü fayton olmasına destek verdi?

Hürriyet Kelebek Magazin Yazarı Cengiz Semercioğlu, hafta sonunu Büyükada’da geçirdi.

Büyükada'nın simgesi faytonların yarattığı kirlilik tartışılıyor(Foto:Ali Kürklü)

Adalar’da atlı fayton mu yoksa akülü fayton mu tartışmasının içine düştüğünü söyleyen Cengiz Semercioğlu, tarafını yazısında açıkça belirtmiş.

Çünkü adada tam bir fayton ve faytoncu rezilliği yaşandığını söyleyerek” Kesinlikle akülü faytonlar gelsin diyorum. Bana kızacaklar ama adanın geleceğinden atların ne olacağından bahsedecekler ama ben gördüğümü yazayım siz karar verinm:

“Hafta sonu daha hava ısınmadan adayı leş gibi at pisliği kokusu kaplamıştı bile.Ada resmen ahır kokuyor. Beldiye ne kadar yıkarsa yıkasın yüzlerce atın dışkısını samanını yok etmesi mümkün değil”…

YAZININ DEVAMI İÇİN

 

Nasıl bir ada istiyoruz?

Çalışmalarına 2012 ocak ayında başlayan Adalar Alan Yönetim Planı İçin Sivil Girişim grubu, halka açık ilk toplantısını 25 Mart 2012 Pazar günü Heybeliada Halki Palas otelinde gerçekleştirdi.

Toplantıya 150 kişi katıldı. Girişim grubundan Orhan Silier’in konuşmasıyla açılan ve Betül Tanbay’ın kolaylaştırıcılığında başlayan toplantı yapılan sunum, tartışma ve katkılarla 7 saatte tamamlandı.

Büyükada iskelesi, Eylül mahzunluğunda

Alan Yönetim Planı’nın temel altbaşlıkları olarak belirlenen Sağlık konusunda Adalar Sağlık Grup Başkanı Güliz Ulu, Ulaşım konusunda Heybeliada Gönüllüleri Derneği Başkanı Ömer Faruk Berksan, Çevre başlığında İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, Girişim grubundan Sevgi Mutlu ve Selma Atabek, Sosyal Yaşam başlığında yazar Ari Çokona ve girişim grubundan Dr. Savaş Çömlek, İmar-Kıyılar Başlığında İnsan Yerleşimleri Derneği’nden Korhan Gümüş, Turizm başlığında Adalar Vakfı’ndan Teoman Göral, Tarihi-Kültürel Mras başlığında Adalar Müzesi’nden Deniz Koç ve Yerel Yönetimler başlığında da Adalar Belediyesinden Sumru Süslü 15’er dakikalık sunum yaptılar.

Katılımcılar her sunum ardından konuyla ilgili değerlendirmelerini ve katkılarını dile getirdiler.

Alan Yönetim Planı taslağının hazırlanması için bu temel başlıklarda çalışma grupları oluşturuldu.

Çalışma gruplarının isteyen herkese açık olduğu ve http://www.adalaryonetimplani.org adresindeki formu doldurarak kayıt yapılabileceği de duyuruldu.

Yönetim planı taslağının Haziran 2012 ortasına kadar tamamlanması ve yine herkese açık bir toplantıyla kamuoyuna duyurulması planlanıyor.

Leonidas, İstanbul hasretini fotoğraflar yayınlayarak gideriyor

İşgal İstanbul'u zamanı Büyükada

Leonidas Mikropoulos 6-7 Eylül olayları sonrası İstanbul’u terk etmek zorunda kalan Rumlardan. Mikropoulos çocukluğunun geçtiği kente hasretini, biriktirdiği ve internette paylaştığı 30 bin İstanbul fotoğrafıyla gidermeye çalışıyor.

[imagebrowser id=852]

İstanbul 1934

Yıl 1968… 17 yaşındaki İstanbul doğumlu Leonidas, Cihangir’de babasının yaptırdığı binada oturuyor, sayıları 150 bini bulan diğer Rumlarla birlikte İstanbul’un keyfini çıkarıyordu. Ancak önce yaşadıkları 6-7 Eylül olayları, ardından gelen Kıbrıs gerginliği nedeniyle Leonidas ve ailesi çareyi bu ülkeden göç etmekte buldu. Atina’da yaşayan 60 yaşındaki Leonidas Mikropoulos, hasretle andığı Boğaziçi’ni, Adalar’ı, Beyoğlu’nu hatırlamak için iki yıl önce eski fotoğraflar biriktirmeye başladı. Bit pazarlarını gezdi, Rum dostlarıyla temasa geçti, eski gazeteleri buldu ve sonunda 30 bine yakın siyah-beyaz İstanbul fotoğrafı biriktirdi. İstanbul’da makaracılar, hallaçlar; bugünkü futbol statlarının, gazinoların, otellerin eski görüntüleri, birbirinden şık İstanbul insanları… Bugün artık yok olan eğlence mekânlarının davetiyeleri, sinema biletleri, henüz dev binaların yükselmediği ahşap evler…Türkiye’yi erken yaşta terk etmesine karşın akıcı bir Türkçe ile konuşan Mikropoulos, “Biraz kartpostal, biraz fotoğraf topluyorum. Hepsini çok farklı kaynaklardan bir araya getiriyorum. Ardından da albümler halinde Facebook’a yüklüyorum” diye anlatıyor. İstanbullu Rum’un Facebook sayfasında, 2 binden fazla fotoğrafa yer veriyor.

Tarmvaya asılanlar

BEYOĞLU’NDA HER DİL VAR ARTIK

Mikropoulos, gününün en az 5 saatini hobisine ayırıyor. Günde 50’den fazla e-postayı okuyup, yanıtlıyor, gelen resimleri ayıklıyor. Mikropoulos, “Cihangir doğumluyum ancak 1968’de İstanbul’u terk etmek zorunda kaldım. Askere gitmediğim için vatandaşlıktan çıkarıldım ve ancak yeni Yunan kimliğimle 15 yıl sonra çok özlediğim İstanbul’a geri gelebildim. Ekonomik krizle birlikte bazı dostlarım Türkiye’ye gitti. Burada tadilat işleriyle ilgileniyorum. Belki iş bulursam dönerim” diyor. Mikropoulos, “Peki değişen İstanbul’u mu, yoksa eski İstanbul’u mu daha çok seviyorsunuz?” sorusuna ise geçmişi hatırlayarak yanıt veriyor: “Şimdi İstanbul’da ancak 2 bin Rum kaldı. Artık benim zamanımda dışarıda Rumca konuşamıyordum. Bize küfrediyorlardı. ‘Vatandaş Türkçe konuşsun’ kampanyası vardı. Şimdi Beyoğlu’na bakıyorum, her dil konuşuluyor. Yunan müziği çalıyor. İstanbullular bana çok nazik davranıyor, ‘Eski İstanbullusun niye gittiniz sizi seviyoruz?’ diyorlar. Mutlu oluyorum.” ( Sabah)

Büyükada’da Şehit Ormanı Ağaçlandırma etkinliği büyük ilgi gördü

Büyükada’daki Şehit Ormanı Erguvan Ağaçlandırmasına büyük ilgi.

Adalar Kent Konseyi Başkanlığındaki 45 sivil toplum kuruluşu ve Erguvan Sevenler Derneği Üyeleri ve Başkanlarının katılımyla gerçekleşen etkinlikte doğa severler buluştu.

18 Mart Pazar günü saat 13 ‘de Buyukada Çınar Meydanında toplanan katılımcılar 4 km Şehitleri Anma Yürüyüşü’nü tamamlayarak saat 13.45’ te Kurşunburnu Şehit Ormanına vardı.

[imagebrowser id=845]

Adalar Kent Konseyi Başkanı Ali Fuat Tolga etkinlikte söz alarak tüm sivil toplum kuruluşlarının bugün burada toplanmasının Çanakkale Zaferinin Önemini bir defa daha ortaya koyduğunu belirtti. Erguvan Sevenler Derneği Başkanı Hüzeyin Emiroğlu ise yıllardır Erguvanların Korunması ve yayılması için çaba gösterdiklerini bu etkiniğin kendilerini çok mutlu ettiğini bu tür etkinliklerin daha çok olması gerektiğini vurgulayarak emeği geçen herkese teşekkür etti.

Konuşmalardan sonra teröre kurban verilen şehitlerle birlikte orman şehitlerinin künye bilgilerinin bulunduğu plaketler dağıtıldı. Plaketler katılımcılar tarafından Şehit Ormanı Duvarına asıldı.Katılımcılara Erguvan fidanları hediye edildi. Hediye erguvanlar şehitlerimiz için orman boşluklarına dikildi.Şehit Ormanı Önünde hatıra fotografı çektirildi. Daha sonra toplu yürüyüşe geçilerek Ay Nikola Kilisesi bitişiğindeki orman açıklığında hazırlanan ağaçlandırma alanına varıldı. Burada katılımcılara zeytin fıstık çamı ve erguvan fidanları dağıtıldı. Katılımcılar bu fidanları açılmış çukurlara dikti .Katılımcılara günün anısına Kuş yuvaları hediye edildi.Yuvaların bir kısmı civardaki ağaçlara asıldı.

‘Yapma bana bunu bahar’

Hafta sonu İstanbul’da bahar geldi denilen havalarla karşılaştık. Bahar insanı kanını kaynatıyor. Evden ve iş yerlerinden insanı dışarı çıkartıyor. İşte böyle güzel bir havada Adalar’dan Burgazada’dan bu sabah Mehmet Esen tarafından çekilen bir Ada fotoğrafı herkesi büyülüyor. Can Dündar’ın dediği gibi “Yapma bunu Bahar!” dedirttiriyor.

Bahar, yalvarırım çek git işine!..
Salma üstüme çiçeklerini,
…aklımı çelme!..
Her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyanıyor bahçemde; sonra güneşle oynaşıp tütsülenmiş gibi buğulanıyor.
Ne zaman sokağa çıksam badem ağaçları salkım saçak çiçek…
Kavaklar kıpır kıpır, ıslık ıslığa meltem…
Kırda dayanılmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çeşit börtü böcek…
Yapma bunu bana bahar,
Böyle üstüme gelme…!
Zaten damarlarıma zor zaptediyorum kanımı…
Çoktan cemreler düşmüş beynime, yüreğime…
Kalbimin buzları erimiş.
Göğüs kafesimde ne idüğü belirsiz bir kıpırtıyla geziyorum nicedir…
Bir de sen çıldırtma beni…
Krizdeyim ben… tembelliğin sırası değil, uyamam sana…
Al git serçelerini sabahlarımdan, çağlalarına, kokularına hakim ol.
Meltemlerine söyle, deli gibi ıslık çalıp sokağa çağırmasınlar beni…
Bulutların üşüşmesin başıma…
Girme kanıma benim…
…yoldan çıkarma…!
Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin,
afrodizyakların en etkilisi,
Sevdanın suç ortağısın.
Kıyma bana…!
Biliyorum çünkü, yine kandırıp yeşillendireceksin aşka; gövdemi azdırıp sonra birden çekip gideceksin.
Tam kanım kaynamışken sana, toplayıp allarını morlarını, beni bir kuraklığın ortasında terk edeceksin…
O iple çektiğim ışığın, dayanılmaz olacak o zaman…
Ne o delişmen sabahlar kalacak, ne günaha çağıran çapkın eteklerin
uçuştuğu günbatımları…
Tembel kuşların şakımaktan bitap, ebruli çiçeklerin kokmaktan…
Buselerin nemi kuruyacak çöl rüzgarlarında…
Yeşerttiğin çiçekler, yürekler solacak; damar damar çatlayacak ruhumuz…
Hayat, bir ezik otlar diyarına dönüşecek yeniden… yüreğim viraneye…
Her bahar sarhoşluğu gibi, geçecek bu sonuncusu da…
Ebedi bahar, bir başka bahara kalacak.
İyisi mi, hiç azdırma ruhumu bahar…
İş açma başıma…
Git işine!
Yoldan çıkarma beni!…

 

Ahmet Hakan’ın Büyükada’da fayton sefası

Ahmet Hakan, Hürriyet Gazetesinde  birlikte çalıştığı meslektaşları Kanat Atkaya, Emre İskeçeli, Onur Baştürk ve Demet Cengiz Bilgin’le oluşturdukları gezgin Gurubuyla hafta sonu Büyükada’da ada sefası yaptı . Beşiktaş’dan Deniz Taksi ile gelen ve Aya Nikola Butik Otel’de  bir öğleden sonra geçiren  ekip, Büyükada izlenimlerini hem  gazetelerinde hem de Twitter’dan paylaştı.

İşte Ahmet Hakan’ın Büyükada’da yapılabilecekler listesi

 

Büyükada’da yapılabilecekler

– FAYTONLA küçük bir ada turuna çıkma…

– Aslen İzmirli olan ballı lokma tatlısının ada versiyonuyla ilgilenme…

– Aslen Romalı olan dondurmanın Büyükada versiyonuna selam çakma…

– Adanın ünlü kokoreççisi ile ünlü dönercisine şöyle bir uğrama…

– Dingin ve huzurlu Aya Nİkola Oteli’nin terasında süper bir öğleden sonra geçirme…

– “Hangi ada daha şiirli” temasına sardırıp geyik çevirme…

– Troçki’nin kaldığı yalıya uzaktan bakma…

– Bisikletle ada turu…

– Yalılar arasında yürüyüş…

– Faytoncuların sorunlarını da, faytoncuların yarattığı sorunları da dinleme…

– Yazı Büyükada’da geçirecekmiş gibi kiralık ev arama…

– Ada’nın geçmişine vakıfmış gibi “buralarda Fıstık Ahmet’in

bir yeri olacaktı” falan diye sorular sorma…

Hürriyet Gurubu Ahmet Hakan, Kanat Atkaya, Demet Cengiz Bilgin, Onur Baştürk, Emre İskeceli

Twitter’dan yazdıkları ve  Hakan’a verilen cevaplar:

ahmet hakan ‏

ve büyükada’ya veda vakti. kalbim orada kaldı. http://pic.twitter.com/

.enginaktunali

@ahmethc birde 20 sene ve öncesinde yaşasaydınız hiç ayrılamazdınız :))

17 Mart aslı öymen ‏

@ahmethc illbahar ve sonbahar harika olur ben en cok eylulunu severim, okullar kapandiktan el etek cekildilten sonra..

17 Mart Ali Ersin Saran ‏

@ahmethc uüstad yaza da heybeliye bekleriz balkon her vakitte emre amadedir

17 Mart Bige✌ ‏

@ahmethc mimozalar açtığında yeniden gidiniz 🙂

17 Mart M.Kilic ‏ @

@ahmethc kalmiyacak gibi degil