Bu haftasonu Büyükada’ya farklı bir tur başlıyor

Adalar Turizm Geliştirme Merkezi (AdaTGM), Antonina Turizm seyahat acentası ve Mavi Marmara Ulaşım Kooperatifi işbirliğiyle, Adalar’da günübirlik turlar dönemini başlatıyor. Büyükada Yürüyüş Turu, Heybeliada Yürüyüş Turu ve Denizden Adalar Turu adı verilen
turlar 30 Mart’tan itibaren başlıyor. 30 Mart – 31 Mayıs tarihleri arasında Cumartesi ve Pazar günleri yapılacak turlar, 1 Haziran – 30 Eylül tarihleri arasında her gün gerçekleştirilecek.
Profesyonel rehberler eşliğinde ve çeşitli dillerde yapılacak olan turlarla Adalar’ın zengin tarihi,
kültürel mimari mirası, doğal güzellikleri ve Adalar’dan gelip geçmiş ünlüler ziyaretçilere
tanıtılacak.
İlk turlar, 30 Mart 2013 Cumartesi günü saat 1100’de başlayacak. İlk turlar, tanıtım amacıyla
basına ve halka açık olacak.

Yassıda ve Sivriada’ya ‘kısıtlamasız’ yatırım yapılabilecek

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda önceki akşam kabul edilen Kamu Finansmanı Tasarısı ile Yassıada ve Sivriada’ya “kısıtlamasız” yatırımın önü açıldı.  Yassıada’ya yapılacak Yassiada-‘Demokrasi-Adasi-oluyor_1311750760“Demokrasi Müzesi” ile Sivriada’ya yapılacak “amfitiyatro”nun planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemeleri, kıyı yasası da dahil hiçbir kısıtlama ya da prosedüre tabi olmayacak. Yap-işlet-devret modeliyle yapılacak bu yatırımları TOBB’un gerçekleştirmesi bekleniyor.

İşte Gazi Yuvan’ın ‘Çanakkale apartmanı’

24 yaşındayken gittiği Çanakkale’de sağ bacağını kaybeden Rum asıllı ‘Hacı’ lakaplı Yuvan Yuvanoğlu, 70′ine kadar vatan aşkıyla yaşadı, yaptırdığı apartmana bile “Çanakkale” adını verdi

 

Büyükkada'daki Çanakkale apartmanı, Çınar'a giderken sağda

Büyükkada’daki Çanakkale apartmanı, Çınar’a giderken solda

Çanakkale Savaşı’nın binlerce kahramanından biri, Kayseri’nin Develi ilçesinin Aygösten Köyü’nde 1891′de doğan Rum asıllı Türk vatandaşı Yuvan Yuvanoğlu’ydu. Yuvanoğlu öldüğünde 17 yaşında olan diş doktoru Todori (70) ile 12 yaşında olan kimya mühendisi Yani (65), dedelerinin gün yüzüne çıkmamış ‘kahramanlık’ öyküsünü anlattı. Cumhuriyet Bayramlarını kaçırmayan dedelerinin Atatürk’e hayran olduğunu söyleyen Todori Yuvanoğlu, şunları söyledi: “Gazi rozetini yakasından hiç çıkarmadı. Cumhuriyet Bayram’nda askeri jiple tören alanına gider, halkı selamlardı. Bacağı kesildikten sonra köye dönüp deri ticareti yaptı. Bir süre sonra ailesiyle İstanbul’a taşındı.”

yuvan_yvanoglu

SÜNGÜ SAVAŞINDA GAZİ OLDU

Savaştan sonra “muharip gazi” aylığı alan ve deri ticaretiyle uğraşan Yuvanoğlu’nun ailesi, aynı zamanda İstanbul’da Façyo adlı lokantanın da sahipleriydi. Dedesinin daha sonra Büyükada’ya yerleştiğini belirten Todori Yuvanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dedeme Büyükada’da ‘Hacı Yuvan’ derlerdi. Bana zaman zaman savaştan bahsederdi. Bir gün beni karşısına alıp, ‘Evlat ben bu vatan için bacağımı kaybettim. Çanakkale’nin her daim bizimle yaşaması lazım. Onun için Büyükada’ya Büyükada’daki Çanakkale apartmanı, Çınar’a giderken sağda  oturduğumuz bu evin yerine bir apartman yaptıralım ve adını Çanakkale koyalım’ dedi. Babam Petro, dedem 1961′de 70 yaşındayken ölmeden bir yıl önce, isteğini yerine getirdi. Apartmanın ismini Çanakkale Apartmanı koydu. Dedesinin onlara sık sık savaştan bahsettiğini belirten Yani Yuvanoğlu da “Evimizde büyük bir Türk bayrağı vardı. Bacağını süngü savaşında kaybetmiş. Süngü savaşından dolayı askerlerin cesetleri tanınmayacak halde oluyormuş. İngiliz askerlerini altın dişlerinden, Türkleri ise normal dişlerinden teşhis ederlermiş. Babama zaman zaman, ‘Anıtkabir’i ziyaret edin. Çocuklara da Atatürk’ü anlat’ diyordu. Göğüs göğüse savaştıklarını anlatıyordu” dedi.

fotograf

Büyükkada’daki Çanakkale apartmanı, Çınar’a giderken solda

TÜRK BAYRAĞINA SARINDI

1955′te yaşanan ve birçok azınlık mensubunun Türkiye’den ayrılmasına neden olan 6-7 Eylül olaylarında Büyükada’da olduklarını anlatan Todori Yuvanoğlu, “Bütün sokaklar savaş alanı gibiydi. Yakıp, yıkıyorlardı. Dedem evimizde bulunan 6 metrelik Türk bayrağını alarak, iki katlı ahşap evimizin balkonuna çıktı. Bayrağı salladı. Biz korku dolu gözlerle bekliyorduk. Kendisi Çanakkale gazisi olduğu için herkes çok severdi. Göstericiler balkonda bayrağı sallayan dedemi görünce, ‘Burası Çanakkale kahramanı Hacı Yuvan’ın evi. Bu eve zarar gelmeyecek’ deyip geçtiler. Daha sonra dedem elindeki bayrağı boynundan aşağı sarkıttı ve uzun süre balkonda bekledi. Bu olaylar bizi çok etkiledi. 1969′da Yunanistan’a göç ettik. Türkiye bizim için önemli ve hatıralarımız olan bir yer” diye konuştu.

Büyükada Herbarium’una ilgi yok

Dört mevsimin yaşandığı Türkiye, aynı zamanda bitki çeşitliliği açısından da açık hava müzesini andırıyor. Özellikle yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken bu zenginlik, özellikleri itibariyle dünyada bir eşi daha olmayan Herbarium’a da (kurutulmuş bitki örnekleri koleksiyonu) dönüştü ancak işin meraklısı oldukça az. buyukada

İstanbul’da Adalar Orman İşletme Şefi olarak bölgeye atanan Mühendis Yüksel Özcan’ın çok farklı bir zevki vardı. Kişisel merakını gittiği yere de götüren Özcan, yangın, ağaçlandırma gibi işler için çıktığı sahada bitki örnekleri toplamayı seviyordu. Bu merakı İstanbul’da bulunduğu sırada o kadar ileri gitti ki birlikte çalıştığı işçileri ve memurlarını da işin içine katarak her ağaçtan, bitkiden birer yaprak toplamaya başladı. Gün geldi, toplanan örnekler çekmecelere, gazete kâğıtları arasına sığmaz oldu. İşte Türkiye’nin ziyarete açık ve teşhir ürünlerinin yer aldığı ilk Herbarium’u böyle kuruldu. Adaya özgü olanlardan olmayanlara kadar tam 450 çeşit bitki, meyve ve kozalak türü müzeye girdi.

2006 yılından itibaren başlayan bu toplama işlemi, Özcan’dan sonra göreve gelen Adalar Orman İşletme Şefi Seval Aktaş döneminde de devam etti. Gözü gibi baktıkları örnekleri, bilimsel açıklamalarını da ekleyerek cam bölmelerde korudular. Kimi zaman sokaktan geçenlerin “Herbarium da neymiş” şeklindeki meraklarını gideriyorlar, kimi zaman da bozulan örnekleri yenilemeye çalışıyorlar.

Aktaş, Büyükada’daki bu merkezin bir örneğinin daha olmadığını söylüyor. Bitki örneklerinin açık olarak teşhir edildiği başka bir yer olmadığını belirten Aktaş, “Kurutulmuş yaprak örnekleri, kozalak ve meyve türleri var. Dünyanın hiç bir yerinde herbarium halkın ziyaretine açık değildir ve açık olanlarda da teşhir edilmemiştir.” diyor.

Türlerin genel olarak kapalı dolaplarda, ya da insanların kişisel merakları ile çekmecelerinde saklandığını ifade eden Aktaş, “Burası aynı zamanda eğitim amaçlı kullanılıyor. Yabancı turistler dünyanın hiç bir yerinde böyle bir şey görmediklerini belirtiyorlar. Her yıl izci öğretmenleri, yavru kurtlar geliyorlar burada bitki türlerini, meyveleri tanıyorlar. Peyzaj mimarlığı bölümü öğrencileri de meraklılarından biri.” diyerek Herbarium’un müdavimlerini anlatıyor.

‘NİYE TANITMIYORSUNUZ DİYE TEPKİ GÖSTERİYORLAR’

Büyükada’daki merkezi tesadüfen görüp gezenlerin bile hayran kaldığını anlatan Aktaş, hayati bir eksikliğin altını çiziyor. Eşsiz bir özelliği barındıran merkezin buna karşın çok rağbet görmediğini söyleyen Aktaş, ” Herbarium yazısını görüp içeriye gelenler oluyor. Burada 450 çeşit bitki çeşidi var. Bunlardan 200 tanesi sadece adaya özgü (endemik). Diğer 250 çeşit de dışarıdan dikme yoluyla getirilen türlerden oluşuyor. Kendi adını taşıyan internet sitesi de bulunuyor ama çok fazla tanınmıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Ziyaretçi tepkilerinin genellikle olumlu olduğunu ifade eden Aktaş, ‘neden tanıtılmıyor’ şeklinde eleştiriler aldıklarını ve koleksiyonun hayranlıkla izlendiğini aktarıyor. Merak edilen konulardan biri de koleksiyonun genişletilmesi yönünde bir girişim olup olmadığıydı. Aktaş, bu soruya şöyle cevap veriyor: “Şu anda yerimiz kısıtlı. Mümkün olan bütün türleri bir araya getirdik. Ancak bozuldukları zaman değiştirme şeklinde devam ettirmeyi düşünüyoruz ama ileride tabi ki İstanbul’daki diğer türlerin de sergilendiği bir Herbarium haline getirilebilir.”

 

Çanakkale gazisi Yuvan Yuvanoğlu

24 yaşındayken gittiği Çanakkale’de sağ bacağını kaybeden Rum asıllı ‘Hacı’ lakaplı Yuvan Yuvanoğlu, 70’ine kadar vatan aşkıyla yaşadı, yaptırdığı apartmana bile “Çanakkale” adını verdi

yuvan_yvanoglu

Çanakkale Savaşı’nın binlerce kahramanından biri, Kayseri’nin Develi ilçesinin Aygösten Köyü’nde 1891’de doğan Rum asıllı Türk vatandaşı Yuvan Yuvanoğlu’ydu. Yuvanoğlu öldüğünde 17 yaşında olan diş doktoru Todori (70) ile 12 yaşında olan kimya mühendisi Yani (65), dedelerinin gün yüzüne çıkmamış ‘kahramanlık’ öyküsünü anlattı. Cumhuriyet Bayramlarını kaçırmayan dedelerinin Atatürk’e hayran olduğunu söyleyen Todori Yuvanoğlu, şunları söyledi: “Gazi rozetini yakasından hiç çıkarmadı. Cumhuriyet Bayram’nda askeri jiple tören alanına gider, halkı selamlardı. Bacağı kesildikten sonra köye dönüp deri ticareti yaptı. Bir süre sonra ailesiyle İstanbul’a taşındı.”

 

SÜNGÜ SAVAŞINDA GAZİ OLDU

Büyükkada’daki Çanakkale apartmanı, Çınar’a giderken sağda
Büyükkada'daki Çanakkale apartmanı, Çınar'a giderken sağda

Büyükkada’daki Çanakkale apartmanı, Çınar’a giderken sağda

Savaştan sonra “muharip gazi” aylığı alan ve deri ticaretiyle uğraşan Yuvanoğlu’nun ailesi, aynı zamanda İstanbul’da Façyo adlı lokantanın da sahipleriydi. Dedesinin daha sonra Büyükada’ya yerleştiğini belirten Todori Yuvanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dedeme Büyükada’da ‘Hacı Yuvan’ derlerdi. Bana zaman zaman savaştan bahsederdi. Bir gün beni karşısına alıp, ‘Evlat ben bu vatan için bacağımı kaybettim. Çanakkale’nin her daim bizimle yaşaması lazım. Onun için Büyükada’ya oturduğumuz bu evin yerine bir apartman yaptıralım ve adını Çanakkale koyalım’ dedi. Babam Petro, dedem 1961’de 70 yaşındayken ölmeden bir yıl önce, isteğini yerine getirdi. Apartmanın ismini Çanakkale Apartmanı koydu. Dedesinin onlara sık sık savaştan bahsettiğini belirten Yani Yuvanoğlu da “Evimizde büyük bir Türk bayrağı vardı. Bacağını süngü savaşında kaybetmiş. Süngü savaşından dolayı askerlerin cesetleri tanınmayacak halde oluyormuş. İngiliz askerlerini altın dişlerinden, Türkleri ise normal dişlerinden teşhis ederlermiş. Babama zaman zaman, ‘Anıtkabir’i ziyaret edin. Çocuklara da Atatürk’ü anlat’ diyordu. Göğüs göğüse savaştıklarını anlatıyordu” dedi.

 

TÜRK BAYRAĞINA SARINDI

1955’te yaşanan ve birçok azınlık mensubunun Türkiye’den ayrılmasına neden olan 6-7 Eylül olaylarında Büyükada’da olduklarını anlatan Todori Yuvanoğlu, “Bütün sokaklar savaş alanı gibiydi. Yakıp, yıkıyorlardı. Dedem evimizde bulunan 6 metrelik Türk bayrağını alarak, iki katlı ahşap evimizin balkonuna çıktı. Bayrağı salladı. Biz korku dolu gözlerle bekliyorduk. Kendisi Çanakkale gazisi olduğu için herkes çok severdi. Göstericiler balkonda bayrağı sallayan dedemi görünce, ‘Burası Çanakkale kahramanı Hacı Yuvan’ın evi. Bu eve zarar gelmeyecek’ deyip geçtiler. Daha sonra dedem elindeki bayrağı boynundan aşağı sarkıttı ve uzun süre balkonda bekledi. Bu olaylar bizi çok etkiledi. 1969’da Yunanistan’a göç ettik. Türkiye bizim için önemli ve hatıralarımız olan bir yer” diye konuştu.

ERHAN ÖZTÜRK /SABAH

 

Kaymakam: Büyükada, karayolu ile karşıya bağlansın

Adalar Kaymakamı Ahmet Arabacı’dan ilginç bir öneri geldi. Arabacı, ‘Büyükada’ya, karşıdan karayoluyla ulaşım sağlanabilirse, Adalar daha yaşanabilir bir yer haline gelir” dedi. Adalar’ın çekim merkezi olması için imara açılması gerektiğini söyleyen Arabacı’nın önerileri tartışılıyor.

Yayın hayatına yeni başlayan aylık “Ajans Adalar” gazetesinin ilk sayısında yer alan röportajda Kaymakam Ahmet Arabacı’dan tartışılacak öneriler geldi.  Murat Kaya’nın sahipliğinde çıkan Fatoş Öcal Kara’nın yayın Yönetmeni, Taylan Kırteke’nin Yayın Koordinatörü olduğu gazetede yer alan röportajın önemli bölümleri şöyle:

ARABACI:

Adalar’da yaşayan nüfus yetersiz olunca, hizmet de yetersiz oluyor. Ulaşım da maalesef sorunlu, çözülmesi zor. Önerim şu; Adalar’ın nüfus yapısını sürdürülebilir bir noktaya taşımak gerek. Adalar’ın bir çekim merkezi olabilmesi için yeni teşvik sistemleri gerekiyor. Adalar’daki iskan oranı 1/4 oranında. Orman alanlarına yeşil alanlara zarar vermeden 1/4 lük bir alan daha iskana açılabilir. Bir şeyler yapılamazsa sürkülasyon sağlanamaz. Bu bir siyasi tercih karar. Biz Adalar’ı bu şekilde baskı altında tuttuğumuz sürece, insanlar niye burada yaşamayı tercih etsin ki…

BÜYÜKADA KARAYOLU İLE KARŞIYA BAĞLANSIN

Arabacı, ilginç ‘köprü’ projesini de şöyle aktardı:

Adalar, doğasıyla tarihi ve kültürel dokusuyla muhteşem bir yer. İstanbul’a yakın. Yaşamak için cazip bir yerleşim alanı. Geçmişte,  Adalar’da bir yer satı alabilmek için karşıdan bir kaç tane yer satmak gerekiyordu. Şu anda ise tam tersi.. Çünkü buradaki standartlar geriye çekildi. İnsanlar  burada yaşamayı tercih etmiyor. Büyükada’ya karşıdan karayoluyla bir ulaşım sağlanabilirse, Adalar daha yaşanabilir bir yer haline gelir.

 

 

Heybeliadalılar Atina’da pide kesme töreninde buluştu

Stathis Arvanitis

Stathakis Arvanitis -Atina’dan bildiriyor

 

Heybeliadalılar Atina’da pide kesme töreninde buluştu. Atina’dakı Heybeliadalılar Kültür Derneği her yıl yaptığı gibi Ortodoksların geleneksel yılbaşı pide keseme törenini etkinliğinde bir araya geldiler. heybeliadallılarAtina’da Paleon Falıron Beledıye salonun da yapılan etkinliğe çok sayıda İstanbullu ve Heybeliadalı katıldı. Atina’yı ziyaret eden Adalar Metropoliti Iakovos, Paleon Faliron semti Belediye Başkanı Dionisios  Hacıdakis, ve Heybeliadalılar Kültür Dernegı Başkanı Periklis Pashalıdis, Heybeliadalılar Kültür Derneği Genel Sekreteri Katerına Atanasıadu  ve bir çok akademisyen ve Tıp fakültesi profesörlerinin de yer aldığı 300 kişi katıldı.

heybeliada Yapılan konuşmalardan sonra pideler kesildi ve  dağıtıldı afiyetle yenildi.