Zabıtadan, Büyükada’da sergi operasyonu

Ressam Necdet Kutlucan’n Büyükada’daki atölyesinin önünde asılı bulunan resim sergisi afişi bir operasyonla kaldırıldı. Bugün Zabıta ekipleri Çınar’daki eve gelerek duyuru bez afişi zorla söküldü. İlknur Levent’in, ‘kristallerin renkler ile yolculuğu” adını taşıyan sergi, atelyede gezilebiliyordu. 31 Ağustos’ta açılan serginin afişi, evin demirlerinde asılıydı. 18 gündür asılı olan afişin, neden söküldüğü anlaşılamadıb

Ressam Necdet Kutlucan'ın atelyesi önündeki afişi zabıtalar söktü

Ressam Necdet Kutlucan’ın atelyesi önündeki afişi zabıtalar söktü

Yılmaz Kaini’nin gözüyle Büyükada ve adalılar

Adalar Kültür Derneği’nin MSGSÜ Fotoğraf Bölümüyle gerçekleştirdiği “Kaini’ye Saygı- Büyükada” sergisi  açıldı. 24 Ağustos Cumartesi günü Splendid Palas Oteli’nde yapılan kokteyl,adalıları yıllar öncesine götürdü. Kimler yotu ki üstad Kaini’nin objektifiyle ölümsüzleytirilenler arasında. Leblebici Habib Abi, Kahveci Hamdi Baba, Ligor.. Onlarca tarihi ev, yok olup giden kültürel zenginlik..
Adalar Kültür Derneği Başkanı Özer Kangür sergi açılışında yaptığı konuşmada, “Yılmaz Kaini’nin ölümsüz eserlerini sergilemekten onur duyuyoruz. Mimar Sinan’daki öğrencileri, dostlarına teşekkür ederiz. İleride bunları kitap yapmayı planlıyoruz. Destek bekleriz” dedi.
1970’li yıllarda çekilmiş fotoğrafların yer aldığı sergi duygu dolu.. 24 ağustos 2013’te açılan sergi bir hafta boyunca  açık kalacak.
Habib Abi
Büyükada'nın sembollerinden rahmetli Habib Abi.. Yılmaz Kaini objektifinden

Büyükada’nın sembollerinden rahmetli Habib Abi.. Yılmaz Kaini objektifinden

 

 

Hamdi Abi
hamdi ada kaini

Büyükadalı Yılmaz Kaini’ye saygı sergisi

Adalar Kültür Derneği, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü İşbirliği ile Büyükadalı fotoğraf sanatcısı Yılmaz Kaini anısına sergi düzenlenecek.

24 Ağustos Cumartesi günü Saat 18.30’da Büyükada’daki Splendid Otel’de açılacak serginin adı  ‘Yılmaz Kaini’ye saygı-Büyükada Fotoğrafları’ adını taşıyor.

Yılmaz Kaini, fotoğraf ustasıydı

Yılmaz Kaini, fotoğraf ustasıydı

YILMAZ KAİNİ KİMDİR?

1932 doğumlu olan Kaini Fizik mezunu ve atom ile çekirdek fiziği konusunda uzmanlaştı. Fotoğrafa olan ilgisi Zoğrafyan Lisesi’ne giderken başladı. İlk ödülünü de yine lisede öğrenciyken kazandı.İstanbul Üniversitesi, Fen Fakültesi, Fizik Bölümü’nü bitirdi.1953’lerde başlayan bu ilgi üniversitede fizik-matematik eğitimi görürken de sürdü.

Fen Fakültesi’nde araştırmacı olarak çalıştı.İstanbul Üniversitesi’nde ilk önce Atom ve Çekirdek Fiziği, daha sonra jeofizik kürsülerinde bir yandan pozitif bilimler alanında uzmanlaşırken bir yandan da yaşamı en yakından izleyen bir disiplini, görüntü sanatını geliştirmiş.

Bunun yanı sıra Fen Fakültesinde radyo program şefliği ve istasyon menajerliği görevlerinde bulundu.
1971-1976 yılları arasında İFSAK Yönetim Kurulu’nda görev aldı.
1980 yılında üniversitedeki görevinden istifa ederek bir yıl kadar süre ile bir reklâm firmasında fotoğraf danışmanı olarak çalıştı.1981 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Ana Sanat Dalı’na öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı.
Ansel Adams’ın geliştirdiği siyah-beyaz fotoğrafta uygulanan ‘zone system’ tekniğinin Türkiye’de ilk uygulayıcılarından biridir.

ÖDÜLLERİ

1953 – Zoğrafyan Lisesi’nde Fotoğraf Ödülü.
1971 – Agfa Uluslararası Fotoğraf Yarışması’nda Mansiyon.
1973 – Paris Kodak Yarışması, 6. Grup Ödülü.
1975 – Turizm Bakanlığı’nın Düzenlediği Yarışmada 3.lük.
1977 – İFSAK 4. Ulusal Yarışması’nda 2.lik.

Ulusal ve uluslararası fotoğraf yarışmalarında 7 ödül aldı.

Büyükada’nın tarihi Milas’ın gözüyle sergileniyor

Büyükada’nın tarihi başka bir gözle, meraklısına ulaşıyor.. Büyükadalı yazar Akillas Millas’ın kadim ada yaşamını belgeleyen kartpostallar, fotoğraflar, resimler ve yazılarından oluşan “Hala Hatırlıyorum” sergisi  Büyükada Çınar Müze Alanı’nda açıldı.

1970’den beri Atina’da yaşayan Adalı Akillas Millas’ın nadir koleksiyonlardan Adalar külliyatı ilgiyle izleniyor.. Sergide Millas’ın çizimleri, kartpostallar, fotoğraflar, resimler ve yazıların yanı sıra  “Hala Hatırlıyorum” isimli bir de belgesel film yer alıyor.

Adalar Vakfı’nın öncülüğünde açılan sergi. tarih meraklılarını buluşturdu. Açılışta konuşan Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, ‘Milas sayasinde Adamızı bilinmeyen tarihiyle yüzleştik’ dedi.

Akillas Millas da, 5 kuşaktır adlı olduğunu belirtti ve ‘Ada değişti diyor herkes. Her yer değişiyor. Wski adayı özlüyoruz tabii, ama asıl özlediğimiz, gençliğimiz ve dostluklarımız. Ada değisse de ben onu çok seviyorum’ ded

Adalar Vakfı Başkanı Halim Bulutoğlu da Milas’ a teşekkür ederek. ‘Bakalım gelecekte anktacak bir ada hikayemiz olacak mı?’ dedi.

Küratörlüğünü Akillas Millas ve Müze küratörü Deniz Koç’un, sergi tasarımını ise Sera Dink’in üstlendiği “Hala Hatırlıyorum” sergisi, 1934 yılında İstanbul’da doğan ve 27 yaz mevsiminin yanı sıra çocukluk ve gençlik yıllarının tamamını Büyükada’da geçiren asıl mesleği doktorluk olan araştırmacı yazar Akillas Millas Türkiye’de özellikle futbolculara ilk menisküs ameliyatlarını yapan cerrah olarak da tanınır.

Ücretsiz ziyaret edilebilecek sergi 29 Haziran’dan itibaren Adalar Müzesi Büyükada Çınar Müze Alanı’nda tam 1 yıl açık olacak.

Akillas Millas kimdir?

Akillas Millas 1934 yılında İstanbul’da doğdu. Büyükada’ya ilk kez 3 aylık iken annesinin kucağında gelen Millas, o günden itibaren 27 yazını, çocukluk ve gençlik yıllarını aralıksız Büyükada’da Yeni Yol 16 numarada geçirdi. Ortaokul ve Liseyi Beyoğlu Zoğrafyon Lisesi’nde bitirdikten sonra İstanbul Tıp Fakültesi’nde okuyan Akillas Millas, çocuk cerrahisi ve ortopedi alanlarındaki uzmanlıklarıyla Türkiye’nin önde gelen hekimleri arasında yer alıyor. Atletizm dalında dereceleri ve spora olan merakıyla da tanınan Millas, koleksiyon sevdası ile de yakından tanınıyor. İlk kitabı “Oğlunuz Er Yorgos Savaşırken Öldü”’yü 1983 yılında yazan Akillas Millas, aralarında Halki (Heybeli, 1984), Prinkipo (Büyükada, 1989), Proti-Antigoni (Kınalıada-Burgazada, 1992) ve Propontis (Marmara, 1992) gibi eserlerinde bulunduğu 15’i aşkın kitabın yazarıdır.

Adalar Müzesi hakkında

Adalar Müzesi, İstanbul’un ilk kent müzesidir ve Adalar Vakfı – Adalar Belediyesi ortaklığıyla 2010 yılında açılmıştır. İstanbul Adaları’nın tarihini, bugününü ve geleceğini anlatan, sahip olduklarını biriktiren, koruyan ve yarına aktaran Adalar Müzesi, iki farklı mekanda 800 m2 kapalı ve 1300 m2 açık alana sahiptir. Müze kurulduğu 2010 yılından bu yana on bir tematik sergiyi ziyaretçilere sundu. Müze bünyesinde,  kalıcı koleksiyonların sergilendiği ana bölümlerin yanısıra, yıllık sergilerin yapıldığı biri açık diğeri kapalı iki ayrı sergi alanı, arşiv, müze dükkanı, atölye, cafe ve kültürel etkinlik alanları bulunmaktadır. Ayrıntılı bilgi, müze bölümleri, yıllık sergiler ve etkinlikler için: www.adalarmuzesi.org

Eşi Sevinç Alantar’ı sergiyle anacak

erdal-sevinc-alantar-çifti-buyukada-300x166Paris ekolünün son temsilcilerinden Erdal Alantar geçen yıl kaybettiği eşi Sevinç Alantar’ın hatırasına İstanbul Artpoint Gallery’de sergi açıyor. Uzun yıllardır Paris’te yaşayan Erdal Alantar geçtgimiz yıl hayat arkadaşı Sevinç Alantar’ı kaybetmişti.Geçen yıl kaybettiği eşi anısına ‘Hayatımın Sevinci’ adını verdiği sergi açacak olan Alantar, Paris’te ki tüm resimlerini Artpoint’te açılacak sergiye getirecek.Ünlü ressamın ayrıca 1956 yılında çizdiği ilk resim ve 2012 yılında çizdiği son resim de sanatseverlere sunulacak. Sergi 29 Ocak-2 Mart tarihleri arasında gezilebilecek.

Büyükada doğumlu Sevinç Alantar 25 Eylül 2011’de Paris’te yaşamını yitirmişti. Cumhuriyetin ilk yıllarında karayolları müteahhidi olarak ün yapan Mahmut Nedim Doral’ın kızı olan Alantar  çocukluğunu Yeni Yol’da geçirmiş, sokağa da sonradan babasının adı verilmişti.

Sevinç Alantar eğitim yıllarında tanıştığı ressam Erdal Alantar’la hayatını birleştirdi. Birlikte Güzel Sanatlar Akademisinden mezun olan çift aynı yıl İtalya’dan burs kazanınca 1 yıl Floransa’da kendi branşlarında eğitim aldılar. 1959 yılında ise Paris’e geçen Sevinç Alantar, Cachan Konservatuarı’nda 30 yıl solfej öğretmenliği yaptı.

Erdal-Sevinç Alantar çifti, bir ömür birlikteydi. Aşkları hiç bitmedi

Türkiye’nin ilk soyut ressamı olan Erdal Alantar’la birlikte 51 yıl Paris’te yaşayan piyanist, her yıl yaz aylarında İstanbul Büyükada’da sanat çalışmalarını sürdürdü. Erdal-Sevinç Alantar çiftinin Alp ve Cent isimlerinde iki oğlu bulunuyor.

Geleneksel ‘ Adalı Ressamlar’ sergisi açıldı

Geleneksel Adalı Ressamlar Sergisi 25 Ağustos- 7 Eylül tarihleri arasında Adalar Kültür Derneği’nde sanatseverlerin ilgisine sunuluyor. Bu yılki sergiye 44 ressam katılıyor. Sergi, 25 Ağustos Cumartesi günü saat 17.00’de düzenlenen kokteylle açıldı.

Altmış yıllık süreç

Portre ve natürmortlarıyla olduğu kadar peyzajları ile de tanınan İbrahim Çallı, Mehmet Ali Laga, Ayetullah Sumer, Şeref Akdik, İlhami Demirci, Hamit Görele ve Kemal Zeren gibi Türk resim sanatının usta hocalarının Adalar’ın romantik ve lirik doğasından ve yaşam tarzından etkilenmeleri kaçınılmazdı. İşte bu sanatçıların, Adalar’da mesken tutmaları, görkemli 50’li yıllara rastlar ve de Adalar’ın eşsiz doğasında yaptıkları çalışmalarını sergilemek, sanatseverlerin beğenisine sunmak ihtiyacı doğal olarak meydana çıkar.

Adalar’da o zamanlar -günümüzde olduğu gibi- sergi salonu olmadığından, Splendid Oteli sahipleri ressamlara kucak açar ve otelin deniz tarafında bulunan ahşap pavyon sergi salonu olarak işlev kazanır. Her yaz o küçük mekânda birbirinden değerli eserler sergilenir. Bu sergilere daha sonraları Zeki Faik İzer, Sabri Berkel, Erdal Alantar ve Hüseyin Bilişik, Kristin Saleri, Hasan Kavruk gibi sanatçıların yanı sıra Adalar’ın yerli halkından Pindaros Platonidis, Mıgır Ardan gibi bazı ressamlar da katılır. 60’lı yıllara gelindiğinde, yaz sergilerine katılım talebi ve ilgi arttığından, yeni bir mekân arayışına geçilir. Bu sefer de Anadolu Kulübü’nün yeni otel binasının alt kat salonları bu sergilere tahsis edilir. Ayetullah Sumer, Nevzat Kasman, Kemal Zeren gibi ressamlardan oluşan tertip komitesinin düzenlediği sergiler, Kulüp İdare Heyeti’nin de isteği doğrultusunda geleneksel hale gelir.

Zamanla, şans tanıma düşüncesiyle Adalı gençler ve amatör ressamların da sergilere katılımı teşvik edilir ve yapıtları hocalarının eserleriyle birlikte sergilenir. “Amatör Ressamlar” arasında resim yarışmaları düzenlenir. Anadolu Kulübü otel binasının giriş katında bulunan iki salon, her yıl Ağustos ayının ikinci yarısında bu sergilere tahsis edilir. Salonların biri Ayetullah Sumer ve öğrencileriyle gerçekçi tarzda çalışan ressamlara, diğer salon ise Kemal Zeren, Hüseyin Bilişik, Nevzat Kasman, Kristin Saleri, Hasan Kavruk, Habib Gerez gibi soyut ve soyut tarza yakın sanatçılara ayrılır.

60’lı yılların sonuna doğru soyut resimlerin sergilendiği salonun sorumluluğunu Nevzat Kasman, gerçekçi tarafınkini ise Türkân Kıran üstlenir. Daha sonraki yıllarda bayrağı tek başına devralan Türkân Kıran olur ve 2000’li yılların başına kadar her yaz “Adalı Ressamlar” sergilerini düzenlemeyi başarıyla sürdürür. Kısa bir dönem Ferruh Ertürk gözetiminde gerçekleşen bu sergiler, 2005- 2010 yılları arasında Kulüp İdaresi’nin isteği doğrultusunda Güzel Sanatlar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nazan Akpınar ve Akyol Sanatevi sahibesi Ayla Akyol ile Anadolu Kulübü yöneticilerinden meydana gelen sergi komitesi tarafından düzenlenir.

Artık geleneksel hale gelen ve 2011 yazında tertiplenen 50. Adalı Ressamlar Sergisi, o dönemde Anadolu Kulübü Halkla İlişkiler Müdiresi olan Oya İslimyeli’nin özverili çalışmaları ve katkılarıyla bir kez daha gerçekleşti. Bu sene Kulüp İdaresi’nin aldığı karar sonucunda sergilerimizin bir süre Anadolu Kulübü bünyesinde yapılamayacağı anlaşıldı. Ressamların yeni mekân arayışında olduğu bu dönemde  Adalı Ressamlar’a sergi salonunu Adalar Kültür Derneği sergi salonunu açtı.

 

Sergiye katılan ressamlar

1-Nazan Akpınar                     38- Rupen Erol Kürkçüoğlu

2-Ayla Akyol                            39- Erol Akpulat

3-Yusuf Taktak                        40- Nino Varon

4-Musa Albukrek                    41- Ayşegül Bayraktar

6-Ferruh Ertürk                       42- Aysel Çamkır

7-Erol Eti                                  43- Sevtap Güngör

8- Nuran Eti                             44- Verjin Şabcı

9- Gülhan

10- Nihal Güres

11- Nilüfer Çile

12- Meral Kanık

13- Lâle Merkit

14- Mina Sanver

15- Türkân Kıran

16- Aynur Yıldırım

17- Selçuk Dülgeroğlu

18- Nilgün Aktürk

19- Sevgi İlker

20- Tatyana Çeliktop

21- Sait Günel

22- İda Kahraman

23-Feryal Taneri

24- Arus Özfuruncu

25- Akif Poroy

26- Nur Ulubil

27- Kayhan Selek

28- Nadya Garakyan

29- Osman Kehri

30- Koray Gelişen

31- Haygan Kılıçcan

32- Mişel Bovete

33- Janin Papazyan

34- Nadya Özbıyıklıyan

35- Bercuhi Berberyan

36- Ümmet Karaca

37- Müşerref Göver

 

        Sergi 2012 yaz kültür-sanat programının içinde yer alıyor.

Adalar Kültür Derneği on yıldır her yaz Büyükada Çınar Meydanı’nda ücretsiz olarak halka kültür- sanat hizmeti sunuyor. Yaz başında ilân edilen programlarda konserler, gösteriler, yarışmalar ve sergiler yer alıyor. Bu sene gerçekleştirilen etkinliklerde her Cumartesi akşamı bir konser ve her Pazar akşamı da bir gösteri yer aldı. Sergiler ise haftalık olarak düzenleniyor. Bu yıl 11. yaşına giren Adalar Fotoğraf Yarışması ise bir ay sonra sona erecek..

Heybeli’de iki önemli sergi

Küratörlüğünü Halil Gokman’in, tasarımını Sera Dink’in yaptığı “Halki’den Yansımalar: Kartpostallarda Ada” Sergisi İnönü Muzesi bahçesinde 17 Haziran Pazar Günü,  saat 18.00’de, küratörlüğünü Serço Eksiyan ve Ates Evirgen’in, tasarımını  yine Sera Dink’in yaptığı“Marmara’da Hayat Var: Şimdilik” Sergisi de Heybelada İskelesi Açık Sergi Alanı’nda saat 16.00’da açılacak.

19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına HEYBELİADA

 

Adalar Müzesi, “Halki’den Yansımalar… Kartpostallarda Ada Sergisi”nin kapılarını 17 Haziran 2012 saat 18:00’de meraklılarına açacak.

 [imagebrowser id=1003]

Adalar Müzesi’nin yakında açılacak olan “Halki’den Yansımalar… Kartpostallarda Ada Sergisi”ndeki kartlar Türkiye ve yurtdışındaki müzayedelerden yaklaşık 15 yılda toplandı. Aralarında nadir Ada kartlarının bulunduğu bu kişisel koleksiyon 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ortalarına uzanan bir dönemi yansıtıyor. Koleksiyon, posta sisteminde taşınmak amacıyla basılmış kartlardan oluştuğundan, birkaç önemli fotoğraf dışında sergide fotoğrafa yer verilmedi.

 

Bir semtin bir şehrin veya bir ülkenin tanıtımına, orada yaşamış bildik isimler önemli katkılar sağlar. Bu açıdan bakıldığında, Heybeliada şanslıdır. Küçük bir yerleşim birimi olmasına rağmen, güzel tesadüfler sonucunda önemli şahsiyetler Heybeli’de bir araya gelmiştir. Kimi okumuş, kimi çalışmış, kimisi de yerleşmeyi tercih etmiştir… Ufacık olmasına karşın bu kadar meşhuru bir araya getirmeyi becermiş başka bir yer var mıdır? Sergi Küratörü Halil Gökman, “Öyle bir dönem düşünün ki, ufacık bir adada Hüseyin Rahmi romanlarını yazarken Nurullah Berk ilkokula gidiyor. Aziz Nesin henüz küçük bir çocuk… Rıhtımın hemen yanındaki Bahriye Mektebi’nde Nazım Hikmet ve Necip Fazıl üniformaları içinde öğrenim görüyorken Yahya Kemal ve Hamdullah Suphi okulun öğretmenlerinden… Karşı tepe üzerinde kurulu Ruhban Okulu ise, içlerinde şimdiki İstanbul Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos’un da bulunduğu birçok üst düzey din adamı yetiştiriyor…” diyerek serginin kapsadığı dönemden örnekleri paylaşıyor.

 

Ada’nın 19. yüzyılın ortalarında üç yüksek okula sahip olması, bu renkli ortamın oluşmasında önemli bir etken olmuş. Sergide, Ada’nın Halki’den Heybeli’ye geçişi ve o dönemde olan bitenler kartpostallara yansımalarla sunuluyor.

 

Halil Gökman

1933 yılında Heybeliada’ya yerleşmeye karar veren İstanbullu bir ailenin 3. kuşağından olan Halil Gökman denizci bir aileden geliyor. Büyük dedesi, dedesi, eniştesi, amcası ve babası Osmanlı’dan Cumhuriyete uzanan bir dönemde Heybeliada Bahriye Mektebi’nden mezun oldu. Heybeliada’da henüz Rumların göç etmediği, birlikte yaşanan çok sesli yılların sonlarına yetişebilmiş. Heybeliada İlkokulu’nu bitiren Halil Gökman, daha sonra İngiltere’de tekstil mühendisliği dalında lisans ve yüksek lisans öğrenimlerini tamamladı. Halen, İstanbul’da kurulu İsviçreli bir danışmanlık şirketinin yöneticisi.

 

Marmara’da Hayat Var : Şimdilik

Adalar Müzesi 17 Haziran’da açılacak “Marmara’da hayat var, şimdilik” isimli sergisiyle denizlerin kirlenmesine ve canlı yaşamının yok olmasına dur çağrısında bulunuyor. Müze,sergnin açılışındaçevre örgütlerini de eyleme çağırıyor.
Bir zamanlar büyük balığın, küçük balığı kovalaması ile oluşan mükemmel besin zincirinin tüm halkaları teker teker koptu ve denizin dengeleri alt üst oldu. Uskumru sürüleri kayboldu; onları takip eden torik ve lüferler azaldı…
Adalar Müzesi, Marmara Denizi’nde hala farklı canlıların yaşamlarını sürdürdüğünü göstermek ve bu doğal hayatın özenle korunması gerektiği bilincini yaygınlaştırmak için 17 Haziran’da deniz yaşamını anlatan bu sergisini ziyarete açıyor. Sualtı fotoğrafçısı ve dalış eğitmeni Ateş Evirgen ile dalgıç Serço Ekşiyan’ın küratörlüğünü üstlendiği sergi, Adalar’ın çevresinde yapılan dalışlarda çekilen fotoğraflar ve videolardan oluşuyor.
Marmara Denizi barındırdığı fauna ve flora çeşitliliği açısından yerküredeki birçok denizden daha ayrıcalıklı bir özellik taşıyor. Fakat metropolleşme sürecinden kaynaklanan kirliliğin yanı sıra Tuna Nehri kanalıyla taşınan atık malzemeleri nedeniyle Marmara Denizi’ni besleyen İstanbul Boğazı’nın da nefes alması zorlaştı. Sadece Çanakkale Boğazı ile beslenen ile Marmara Denizi’nin geri dönülmez bir yola girdiği düşünülüyor.

[imagebrowser id=1002]
Sergi, seksen renkli denizaltı fotoğrafının yanı sıra, deniz kirliliğini gösteren ve uzmanlar, Adalılar ile Adalı balıkçılarla yapılan görüşmelerden oluşan videolardan oluşuyor. Ayrıca, müzenin kalıcı bölümleri içerisinde İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin katkıları ile Marmara Denizi’nde kirlenme, yok olan türler, kabuklular, Adalar’ın oluşumundan bu yana canlılar anlatılıyor. MAREM (Marmara Environmental Monitoring Project) desteği ile Marmara Denizi’nin foseptiğe dönüşmesine karşı alınabilecek önlemler konusunda da başta Adalılar olmak üzere herkesi denizleri korumaya çağıran Adalar Müzesi bu çalışmasında Greenpeace ve TÜDAV (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı) ile de işbirliğine başlıyor. Bu sergi ile birlikte Marmara’nın tanınması ve korunması konusunda çalışmalara hız kazandırmak hedefleniyor. Sergi, ekim ayına kadar ziyaret edilebilecek.
Serginin devamı olarak, Marmara Denizi balık türlerini içeren bir gösterim ile internet sitesinde yer alan indeksin geliştirilerek proje olarak sürdürülmesi planlanıyor.

Müze’de çocuk atölyeleri
Heybeliada iskele alanında açılacak olan sergide yaz ayları boyunca çocuklarla çeşitli atölyeler gerçekleştirilmesi de planlanıyor. Çocuk atölyelerinden başlıklar şu şekilde;

Köpekbalığından korkulur mu?
Denizanası ne renk?
Sen hiç deniz yıldızı gördün mü?
Denizatına binilir mi?
Denizatı balık mıdır?
Yunuslar balık mıdır?

 

Serço Ekşiyan

1954 yılında İstanbul’da doğan Serço Ekşiyan, su altına olan ilgisiyle küçük yaştan beri dalış yapmaktadır Çocukluğunu Ada sahillerinde dalış ile geçiren Ekşiyan, ilerleyen yıllarda Mykonos Adası’nda ve Bodrum’da dalış turizmi ve eğitmenlik gibi farklı su altı işleri yaptı. Yıllar içinde su altında oluşan olumsuzlukları videoya kaydetti.  Çektiği filmleri gerektiğinde İstanbul Üniversitesi ile çeşitli çevre örgütleriyle her zaman paylaştı ve bıkmadan denizlerin kirlenmesini anlattı. Adalar Müzesi kuruluş çalışmalarına destek verdi. Marmara Denizi’nin kirlenmesi ve kay-kay (müsilaj) konusunda çektiği filmi müzede gösterilmektedir.

 

Ateş Evirgen

1956 yılında Ankara doğan Evirgen, 1979 yilinda İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Temmuz 1977’de Caddebostan Balıkadamlar Kulübünde kursiyer olarak aletli dalışa başladı. 1982 yılında ise su altı fotoğrafçılığına başladı. 1993 yılında PADI O/W Scuba Instructor sertifikasını alarak dalış eğitmenliğine gecti. 1996’da Su altı Dünyası / Marine Photo dergisini hayata geçirdi. Su altı fotoğrafı çekmek için Türkiye denizleri dışında Güney Afrika, Mozambik, Galapagos, Kosta Rika, Kuzey Kutbu, Antarktika, Maldivler, Endonezya, Kızıldeniz, Mikronezya gibi dünyanın birçok dalış bölgesinde dalışlar yaptı. Alanında farklı yayın türlerinde makaleleri ve fotoğrafları yayınlandı. 2007 yılında “Fotoğraflarla Türkiye Deniz Balıkları” isimli bir kitap yayımladı. 1992 yılında İstanbul’da; 1993 yılında Bursa’da olmaz üzere “Kişisel Su Altı Fotoğrafları Sergisi” açtı.

 

Heybeliada kroki

Adalar Müzesi hakkında

www.adalarmuzesi.org

Adalar Müzesi, İstanbul’un ilk kent müzesidir ve Adalar Vakfı – Adalar Belediyesi ortaklığıyla 2010 yılında açılmıştır. İstanbul Adaları’nın tarihini, bugününü ve geleceğini anlatan, sahip olduklarını biriktiren, koruyan ve yarına aktaran Adalar Müzesi, iki farklı mekanda 800 m2 kapalı ve 1300 m2 açık alana sahiptir. Müze kurulduğu 2010 yılından bu yana yedi tematik sergiyi ziyaretçilere sundu. Müze bünyesinde,  kalıcı koleksiyonların sergilendiği ana bölümlerin yanısıra, yıllık sergilerin yapıldığı biri açık diğeri kapalı iki ayrı sergi alanı, arşiv, müze dükkanı, atölye, cafe ve kültürel etkinlik alanları bulunmaktadır. Ayrıntılı bilgi, müze bölümleri, yıllık sergiler ve etkinlikler için: http://www.adalarmuzesi.org

Burgazada’ya yeni Sait Faik heykeli

Burgazada’da Pazar günü Sait Faik Abasıyanık’ı anma töreninde bir sürpriz de bekliyor. Sanatçı Çağdaş Erçelik tarafından yapılan Sait Faik heykeli.. Yalnız bazı adalılılar soay medya üzerinden heykelin Sait Faik Abasıyanık’a benzemediğini iddia etti. Heykel Cumartesi günü bu tartışmalar eşliğinde açılışı yapılacak.

Sait Faik Abasıyanık

Galeri Eksen’de geçtiğimiz aylarda gerçekleştirdiği ‘Dersaadet’ adlı sergiyle sanat çevrelerinde oldukça ses getiren Çağdaş Erçelik, Burgazadalılara özel bir hediye sunuyor. Erçelik’in yapımını tamamladığı Sait Faik Abasıyanık heykeli, 12 Mayıs Cumartesi günü düzenlenecek bir törenle Burgazada İskele Meydanı’nda sergilenmeye başlayacak. Heykeltraşın, daha evvel gerçekleştirmiş olduğu Abasıyanık heykellerinden farklı olarak anıtsal nitelikler taşıyan bu özel eseriyle, yaşamının büyük bir kısmını Burgazadası’nda geçiren Sait Faik’in anısı adada yaşamaya devam edecek.

 

 

Son dönemin tanınmış heykeltraşlarından Çağdaş Erçelik’in Burgazada ve sakinleri için gerçekleştirdiği Sait Faik Abasıyanık heykelinin yapımı sona erdi. Burgazada İskele Meydanı’na yerleştirilecek heykelin açılış töreni 12 Mayıs Cumartesi günü Sait Faik Abasıyanık Anma Etkinliği çerçevesinde saat 16:30’da gerçekleştirilecek.

 

Heykeltraşın daha evvel gerçekleştirmiş olduğu Abasıyanık heykellerinden farklı olarak anıtsal nitelikler taşıyan eseriyle, yaşamının büyük bir kısmını Burgazadası’nda geçiren Sait Faik’in anısı adada yaşamaya devam edecek.

 

Burgazada Meydanı ve Kalpazankaya'da bulunan eski Sait Faik büst ve heykeli yerlerinden alınarak, müzenin bahçesine konuldu

Çağdaş Erçelik geçtiğimiz aylarda, sanatın hayatı yönlendirdiğine ve insanların düşünce pencerelerini genişletip ufuklarını açtığına inanan ve bu doğrultuda cesaretli adımlar atmasıyla tanınan Galeri Eksen ekibiyle birlikte ‘Dersaadet’ adlı sergiye imza atmıştı.

Sanatçı, İstanbul’un bir diğer ismi olan ‘Dersaadet’te yaşamış edebiyatçılar ve onların yarattığı hayal kahramanları, hikayeleri, romanları ve romanlardaki sahnelerden esinlenerek yarattığı eserleriyle sanat çevrelerinde bir hayli ilgi uyandırmıştı.

 

 

Sait Faik Abasıyanık Anma Etkinliği ve Anıt Heykel Açılış Töreni

Yer:     Burgazada İskele Meydanı

Saat:  16:30

Burgazada’ya Gelen Vapur ve Motor Saatleri:

Kabataş’tan Burgazada’ya:

12:00     13:05     Şehir Hatları

14:00     15:05     Şehir Hatları

Kadıköy’den Burgazada’ya:

12:20     13:05     Şehir Hatları

14:20     15:05     Şehir Hatları

Bostancı’dan Burgazada’ya:

12:30     13:15     Mavi Marmara   Motor

12:35     13:15     Şehir Hatları       Vapur

15:00     15:45     Mavi Marmara   Motor

 Çağdaş Erçelik Hakkında:

1983 yılında İzmir’de doğan sanatçı, 2005 yılında mezun olduğu MSGSÜ Heykel Bölümü’nde yüksek lisansını yapmıştır. 2003-2011 yılları arasında birçok karma sergi ve sempozyuma katılan Erçelik, 2007 Kemal Türkler Anıt Heykel Yarışması Başarı Ödülü, 2007 HSBC Bankası Heykel Yarışması Başarı Ödülü başta olmak üzere birçok ödüle layık görülmüştür.

Şimdi Sevişme Vakti (Sait Faik Abasıyanık)

Çıplak heykeller yapmalıyım.
Çırılçıplak heykeller
Nefis rüyalarınız için
Ey önünden geçen ak sakallı
kasketli,
Yırtık mintanından adaleleri
gözüken
Dilenci
Sana önce
Şiirlerin tadını
Aşkların tadını
Kitaplardan tattırmalıyım
Resimlerden duyurmalıyım,
resimlerden…

Şu oğlan çocuğuna bak
Fırça sallıyor
Kokmuş manifaturacının ayağına
Dörtyüzbin tekliğinden
On kuruş verecek.

Seni satmam çocuğum
Dörtyüzbin tekliğe.
Ne güzel kaşların var
Ne güzel bileklerin
Hele ne ellerin var, ne ellerin

Söylemeliyim
Yok
Yok… meydanlarda
bağırmalıyım,
Bu küçük
Güllerin buram buram tüttüğü
Anadolu şehri kahvesinde
Kiraz mevsiminin
Sevişme vakti olduğunu.

Resimler seyrettirmeli, şiirler
okutturmalıyım.
Baygınlık getiren şiirler.

Kiraz mevsimi, kiraz
Küfelerle dolu pazar.
Zambaklar geçiriyor bir kadın.
Bir kadın bir bakraç yoğurt
götürüyor
Sallıyor boyacı çocuğu fırçasını
Belediye kahvesinde hakla o eski,
o yalancı
O biçimsiz bizans şarkısı.

Sana nasıl bulsam, nasıl bilsem
Nasıl etsem, nasıl yapsam da
Meydanlarda bağırsam
Sokak başlarında sazımı çalsam
Anlatsam şu kiraz mevsiminin
Para kazanmak mevsimi değil
Sevişme vakti olduğunu…

Bir kere duyursam hele
güzelliğini, tadını,
Sonra oturup hüngür hüngür
ağlasam
Boş geçirdiğim bağırmadığım
sustuğum günlere
Mezarımda bu güzel, uzun kaşlı
boyacı çocuğunun
Oğlu bir şiir okusa
Karacaoğlan’dan
Orhan Veli’den
Yunus’tan, Yunus’tan…

 

Üç genç sanatçıdan ‘Göz Göze’ sergisi

Büyükada’da üç genç sanatçı bir sergide buluşuyor. Irmak Canevi, Nir Segal ve Nick Barrat’ın Göz Göze sergisinin  açılışı 23 Temmuz  Cumartesi  (yarın) günü.

Sınıf  arkadaşı olan genç sanatçıların sergi mekanı olarak kullanacakları yer de Büyükada’da ‘gözlü ev’ olarak bilinen Sabuncakis Konağı. 1904 yılında dönemin zenginlerinden Yorgi Sabuncakis tarafından yaptırılan konak, geçtiğimiz yıl yeni sahibi Hayri Özen tarafından restore edildi.

Genç sanatçıların gözüyle ‘Göz Göze’ gelmek için  son gün 28 Temmuz…

Açılış : 23 Temmuz Cumartesi 17.00-1900

Sergi saatleri: 10.00-13.30 ve 16.00-19.00